AFET BÖLGESİ VE ANTAKYA İÇİN KORUMA PLANLAMASI ÖNERİLERİ (24.02.2023)
AFET BÖLGESİ VE ANTAKYA İÇİN KORUMA PLANLAMASI ÖNERİLERİ
KADİM
ANTAKYA DOSTLARI GRUBU İÇİN HAZIRLANMIŞTIR
24
Şubat 2023
Prof.
Dr. Mehmet Tunçer
Çankaya
Üniversitesi
Şehir ve Bölge Planlama Bölümü
GÖRÜŞ VE ÖNERİLER:
- Bölgesel planlama yapılmalı ve şehirler çevresinde jeolojik olarak sağlam zeminler bulunarak “Afetzede Yeni Yerleşim Alanları” planlanmalıdır.. Tabi bunun zaman alacağını ancak mutlaka acil, hayati konulara (Barınma, ısınma, yemek, salgın hastalıklar vd) çözüm getirilirken yapılması gerektiğini düşünüyorum..
- GAP Bölge Master Planı yeniden ele alınmalıdır. Depremden etkilenen iller bu planlamaya dahil edilerek Bölgesel Kalkınma Planı hazırlanmalıdır..
- Bu çapta 12 ili etkileyen felaket bölgesinde bölgesel ölçekte “Stratejik Yapısal Plan” (1/250 000 ve 1/100 000) yapılması gerekli. Şehirler nereye taşınacak, sanayiler nerede yeniden kurulacak, teknik altyapı, yol, demiryolu Havalimanı nerede olacak, doğal ve kültürel değerler nelerdir ve nasıl korunacak vb. ..
- Afete dirençli yerleşim planlamasında iklim, yöresel malzeme, yöre mimarisi, yöresel kent dokularına dikkat edilerek, mimari ve kentsel tasarım plan ve projeleri ile yeni yerleşmeleri ele almak gereklidir..
- TOKİ konutları ülkeyi tek tipleştiriyor. Heryer birbirine benziyor.. Halbuki iklim, yöresel malzeme, yöre mimarisi, yöresel kent dokularına dikkat edilerek, depremsellik dikkate alınarak mimari ve kentsel tasarım plan ve projeleri ile yeni yerleşmeleri ele almak gereklidir..
- Koruma Amaçlı Planlar” dan önce yapılan planlar, genel olarak korumayı değil yenilemeyi (imarı) öngörmektedir. Bu da pek çok değerin günümüze kadar yok olması sonucunu doğurmuştur. Bu nedenle; özellikle depremde yıkılan yerlerin yenilenmesinde "Antakya’da yürürlükteki Koruma Amaçlı İmar Planı" gözönünde bulundurulmalıdır. Bu plan 2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu doğrultusunda uygulanmalıdır. Envanter çalışmaları acilen yapılmalı, yıkılmış hasar görmüş anıtsal eserlerin (Cami, han, Hamam, Kilise ve konutlar) Venedik Tüzüğü ilkeleri doğrultusunda ve kültürel varlıkların korunmasına yönelik restorasyon ve onarım ilkeleri doğrultusunda acilen ele alınmalıdır.
- Planlamanın her aşamasında, Antakya 'ya tarihsel ve kültürel özgünlüğünü, kimliğini veren mekanlar ve değerlerin korunması ve geliştirilmesini sağlayan politikalar oluşturulmalı ve bunların mekana yansıması sağlanmalıdır. Bunun için koruma ağırlıklı politikalar, planlar ve projeler gereklidir. Bu konuda daha önce Antakya'da çalışma yapmış profesyonel ekipler ve üniversiteler, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile işbirliği yapmalıdır. “Yaşanabilir Mekanlar” oluşturmanın, doğal ve kültürel değerleri korumanın ve yaşatmanın ilkeleri planlamanın üst ölçeklerinden itibaren ortaya konmalıdır. Antakya’da var olan koruma amaçlı planlar ve projeler bu gözle yeniden değerlendirilmeli, kentin makro planları bu değerlendirmeler ışığında ele alınmalıdır.
- Kent planlaması ve kentsel korumanın en iyi ifade edileceği ölçek “ KENTSEL TASARIM “ ölçeğidir. Kent planlaması - Kentsel Tasarım ve kentsel Koruma üçgeninde; “Kentsel Tasarım” , kent planlama ve kentsel korumanın varmak istediği hedefe ulaşmak için başvurulan bir araçtır. Kentsel tasarımın disiplinler arası niteliği de bunu desteklemektedir. Antakya’da “Özel Proje Alanları” (Kentsel Tasarım Alanları) saptanarak uygulamaya yönelik koruma amaçlı tasarımlar yapılmalı ve uygulanmalıdır. Var olan koruma amaçlı planlar, uygulama sorunları irdelenerek, kentsel tasarım alanları saptanarak, koruma ilkeleri doğrultusunda yeniden gözden geçirilmelidir.
- Antakya’da Bakanlıklar, Belediye ve İl Özel İdaresi işbirliği ile koruma amaçlı plan ve projeler bir “Eylem Planı” şeklinde ele alınmalıdır. Kentsel sit alanları için “Koruma Amaçlı Çerçeve Plan” (1/5000 ve 1/1000 Ölçekli) ve “Kentsel Tasarım Projeleri” (1/500-1/200 Ölçekli) hazırlanmalıdır. Antakya Kenti “Arkeolojik Ana Planı” hazırlanarak, önemli arkeolojik veriler belirlenmeli ve koruma altına alınmalıdır.
- Antakya Belediyesi, ilgili Bakanlıkların desteğini alarak planlama ve uygulama yapabilecek etkin sürekli bir birim oluşturmalıdır. Bu birim gerekli danışmanlık hizmetini alarak kent bütününe ve koruma alanlarına yönelik planlama, projelendirme ve uygulama örgütlenmesi çalışmalarını sürdürmelidir.
- Hatay’da KUDEB’in yeniden oluşturulması gereklidir. Koruma, Uygulama Ve Denetim Büroları, Proje Büroları İle Eğitim Birimlerinin Kuruluş, İzin, Çalışma Usul Ve Esaslarına Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik kapsamında aşağıdaki çalışmaları yerel yönetimler ile birlikte yapmalıdır[1] :
-Taşınmaz kültür ve tabiat
varlıkları, bunların koruma alanları ve sit alanlarında, tadilat ev
tamiratların; özgün ve biçim ve malzemeye uygun olarak gerçekleştirilmesini
denetlemek, uygun bulunanlara onarım uygunluk belgesi düzenlemek,
-Tadilat ve tamirat kapsamında
başlanılan onarımlarda esaslı onarım gereğinin saptanması durumunda onarımı
durdurarak konuyu belgeleri ile koruma bölge kurulu müdürlüğüne iletmek,
-Taşınmaz kültür ve tabiat
varlığı parseline bitişik parsellerde ve koruma alanlarında yer alan ve
yürürlükteki yasal düzenlemelere göre ruhsatı bulunan tescilsiz taşınmazlardaki
tadilat ve tamirat uygulamalarına, varsa koruma amaçlı imar planı koşulları da
dikkate alınarak izin vermek ve denetlemek,
-Koruma bölge kurulları
tarafından uygun görülen koruma amaçlı imar planlarının plan hükümleri
çerçevesinde uygulanmasını denetlemek,
-Koruma bölge kurulları
tarafından onaylanmış rölöve, restitüsyon ve restorasyon projelerine ilişkin
uygulamaları denetlemek, projesine uygun tamamlanan uygulamalar için kullanma
izin belgesi düzenlemek,
-Taşınmaz kültür ve tabiat
varlıkları ile bunların korunma alanlarında koruma yüksek kurulunun ilke
kararları, koruma bölge kurulu kararlarına aykırı ve ruhsatsız olarak yapılan
inşaatlar ile koruma amaçlı imar planlarında, plana; sitlerde, sit şartlarına
aykırı olarak inşa edilen yapılar hakkında imar mevzuatına göre gerekli
işlemleri yapmak, uygulamayı durdurarak konuyu belgeleri ile koruma bölge
kurulu müdürlüğüne iletmek,
-Tescilli kültür varlıklarının
mail-i inhidam olmaları halinde can ve mal güvenliğinin sağlanması için gerekli
işlemlerin yaparak durumu koruma bölge kurulu müdürlüğüne iletmek,
-Maliki bulunduğu taşınmaz
kültür varlığının onarımının gerçekleştiremeyecek durumda olan maliklere ilgili
idarelerce yapılacak mali yardımlar ile ilgili düzenlemeleri gerçekleştirmek,
-Maliki bulunduğu taşınmaz
kültür varlığının onarımını gerçekleştiremeyecek durumda olan maliklere ilgili
idarelerce yapılacak teknik eleman yardımında doğrudan görev almak ya da bu
görevi üstlenenleri denetlemek,
-10/7/2004 tarihli ve 52l6
sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun 7.maddesi ile 7/l2/2004 tarihli ve 5272
sayılı belediye kanununun l4.maddesine göre belediyenin görevleri arasında yer
alan kültür ve tabiat varlıkları ile tarihi dokunun ve kent tarihi bakımından
önem taşıyan mekanların ve işlevlerinin korunmasına yönelik programları
hazırlamak, bu amaçla yapılacak uygulamalara ilişkin işlemleri yürütmek,
-21/7/1983 tarihli ve 2863
sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu ve 3/5/1985 tarihli 3l94
sayılı İmar Kanununa aykırı uygulamaların tespiti halinde ilgili idareye ve
cumhuriyet savcılığına bildirimde bulunmak.
Fotoğraflar : Birsen Parlar Erkan (KADOP)
ÖNCELİK İNSANLARIN MANEVİ
DÜNYALARINI VE SIĞINMALARINI SAĞLAYACAK ŞEKİLDE CAMİ, KİLİSE VD. ANITSAL DİNİ
YAPILARDIR.
Antakya'daki Habib-i Neccar Camii tamamen yıkıldı. MS
638'de Müslüman Arapların şehri ele geçirmesiyle cami olan cami, modern Türkiye
sınırları içindeki ilk cami olarak kabul ediliyor. Depremde yerle bir olan
bir diğer önemli cami ise 16. yüzyılda inşa edilen Ulu Cami oldu.
Fotoğraflar: Birsen Parlar Erkan (KADOP)
HÜKÜMET
KONAĞI ÇEVRESİ ONARIMLARI
Köprübaşı’ndan başlayarak, Ulucamii ve Çevresi, Protestan Kilisesi ve Ortodoks Kilisesi çevrelerinin bütüncül bir uygulama ile ele alınması ve yayalaştırılması gereklidir. Hürriyet Caddesi ana yaya aksı olarak düzenlenebilir. Hükümet Caddesi (Arzuhalciler Sokak), Saray Caddesi ve Çakmak Caddesinin bir bölümü yayalaştırılarak çevrenin cazibesi daha da arttırılabilir. Bu bölgenin gayrı-Müslimler için de bir kültür, inanç ve dini cazibe merkezi olduğu göz önünde bulundurularak yapılacak düzenlemelerde yabancı finans kaynakları aranabilir.
ULUCAMİİ ÇEVRESİ
Fotoğraflar : Birsen Parlar Erkan(KADOP)
18'inci yüzyılda
yapılan Antakya Ulu Camii ve 7'inci yüzyılda inşa edilen Türkiye'nin ilk camisi
olan Habib-i Neccar Cami deprem sonrasında yerle bir oldu. Yaşanan depremin
ardından binaların yanı sıra Antakya'nın tarihi dokusu da ciddi derecede hasar
aldı.
(Foto ve haber kaynak :
https://www.vansesigazetesi.com/deprem-hatayin-tarihi-dokusunu-da-yerle-bir-etti-101518-haberi
CAMİLER
: Kantara Camii, Yeni Camii, Ulu Camii, Nakip Camii, Civelek Camii, Habib-i
Neccar Camii, Şeyh Ali Camii, Mahremiye Camii, Sermaye Camii, Meydan Camii vd.
HANLAR
ve BEDESTEN: Kurşunlu Han, Sidikli Han, Sokullu Hanı, Sokullu Bedesteni vd.
HAMAMLAR
: Cindi Hamamı, Saka Hamamı, Meydan Hamamı, Yeni Hamam vd.
Ulu
camii Çevresi; deprem öncesi kaçak / ruhsatlı, tarihsel çevre ile uyumlu
olmayan yapılarla dolmuştur. Camiinin tarihsel mimari yapısı
algılanamamaktadır. Halbuki, bu kesim kentin en canlı, en korunmaya değer
kesimlerinden biridir.
TARİHİ
UZUN ÇARŞI, DEPREMDE BÜYÜK HASAR GÖRDÜ
Camiler, Vakıf eseri olduğundan Vakıflar Bölge Müdürlüğü ile ilişki içinde ele alınması gereklidir. Bu bölgede yer alan geleneksel el sanatlarının korunması ve geliştirilmesi de önem taşımaktadır.
Antakya
Tarihi Kent Merkezi’nde halen kısmen de olsa yaşamakta olan sanat dalları
(zanaatlar) aşağıdadır:
Semerciler,
Bakırcılar, Dericiler, Fanusçular, Bıçakçılar, Yemeniciler, Tenekeciler,
Demirciler, Kalaycılar, Taşçılar, Sedefçiler, İpekçiler, İplikçiler, Buğday
Sapından Tepsi, Sini Yapımcıları, Künefeciler, Börekçiler, Zeytinyağcılar, Sabuncular,
Hasırcılar, Baharatçılar, Zücaciyeciler, Attarlar, Ayakkabıcılar Vb..
Görüldüğü
gibi günümüzde büyük kentlerde yok olmuş geleneksel nitelik taşıyan el
sanatları halen bu kesimlerde süregelmektedir. Antakya geleneksel çarşı kesimi
tarihi kent dokusunun hemen hemen 1/5 ‘ini kaplamaktadır.
Depremde
zarar görmüş geleneksel el sanatkarlarına, üretiicilerine hibe destek yarım
yapılmalı ve üretimlerini aynı sokak ve mekanlarda sürdüreb,lmeleri
sağlanmalıdır.
Bu cadde doğu ve batısında yer alan tarihsel kent dokusu için bir omurga niteliğindedir. Her iki kısmında çok zengin sütunlu Antakya evleri yer almaktaydı. Askeri Kışladan başlayarak, Katolik Kilisesi, Habibi Neccar Camii, Yahudi Havrası, Yeni Camii ve St. Piyer Kilisesini birbirini bağlayan önemli bir akstır.
Yapılar onarıldıktan sonra, bu
ana aks üzerinde işletilecek bir tramvay sistemi ile ana ticari aks olarak
turizm amaçlı canlandırılabilir.
Kurtuluş Caddesi Antik dönemde
Sütunlu Caddedir. Bu kesimde yer yer kamulaştırma yapılarak arkeolojik kazılar
yapılabilir.
Caddenin her iki cephesi etüd
edilerek cephe düzenleme çalışmaları yapılmalıdır. Elektrik direkleri yer altına
alınarak olumsuz görünümden arındırılmalı, vitrin, tabela vb düzenlemeler
yapılmalıdır. Kent mobilyası (durak, bank, ilan tabelası, afiş, havuz, çeşme
vb) öğeleriyle zengin bir yaya + tramvay sistemi ağırlıklı bir promenad haline
dönüştürülebilir. Bu düzenleme caddenin her iki yakasındaki konut dokusunun ve
ticari dokunun sağlıklaştırılması ve onarımı ile pansiyon, konut amaçlı
kullanıma dönüştürülmesinde itici bir ivme yaratacaktır.
ANTAKYA TARİHİ KENT DOKUSU / GELENEKSEL KONUT ALANLARI
Antakya’da taş döşeli cadde ve sokaklar, avlulu, kiremit çatılı, gerek ahşap, gerekse taş işçiliği ve süslemeleri ile dikkati çeken geleneksel sivil mimarlık örnekleri “ANTAKYA EVLERİ” , kentin genel karakterini yansıtmaktadır.
Ancak, Antakya Tarihi Kent Dokusunda konut alanlarının
bütünlüğü Kurtuluş Caddesi güney-batısı ticaret merkezinin etkisi ile kısmen
bozulmuştur.
Bu kesimde yer alan mahalleler (Meydan, Yenicami, Akbaba,
Ulu camii, Zenginler, Güllü Bahçe vd. Mahalleler) geleneksel çarşı kesimi ile yeni
gelişen modern merkez işlevlerinin baskısı altında kısmen ticari kullanımlara
ve depolama vb işlevlere dönüşmüşlerdir.
Geleneksel dokunun doğu kesimlerinde yer alan mahalleler ise (Koca Abdi,
Şehitler, Gazipaşa, Kantara, Kuyulu vd. Mahalleler) konut ağırlıklı
kullanımlarını korumakla beraber, bölüntü, bakımsızlık, sağlıksızlaşma vb
etkilerle kentin giderek en sağlıksız, konfor durumu düşük kesimleri haline
gelmiştir (Tunçer, M., 2001).
Bazı sokaklarda uygulanan beton kaplama malzemesinin kaldırılarak, yağmur yağdığında suyu geçirgenliği yüksek, geleneksel nitelikte Arnavut taşı ve kayrak taşı kaplamalar uygulanmalıdır.
Konut alanlarında ;
1.
Korunması gerekli yapısal ve çevresel öğelerin
saptanması,
2.
Sağlıklaştırılması gerekli yapı/yapı
gruplarının saptanması,
3.
Gerekli altyapı iyileştirilmeleri için ivedi ve
pratik önlemlerin saptanması,
4.
Yukarıdaki tüm saptamalar ışığında gerekli
koruma, sağlıklaştırma ve yenileme politikalarının ve plan kararlarının
üretilmesi,
5.
Bu politikaların uygulanabilmesi amacıyla
gerekli olan etaplama, finansman ve örgütlenmeye ilişkin önerilerin geliştirilmesi,
uygun
olacaktır.
Yorumlar
Yorum Gönder