MARMARA DEPREMİ ACİL YENİDEN YAPILANMA PROJESİ (MEER) KAPSAMINDA KOCAELİ ve ADAPAZARI İÇİN HAZIRLANAN İMAR PLANLARINA İLİŞKİN PLANLAMA YAKLAŞIMI
Türkiye Deprem Mühendisliği Derneği (TDMD)
3.Türkiye Deprem Mühendisliği ve Sismoloji Konferansı (3TDMSK)
Dokuz Eylül Üniversitesi-İzmir (14-16 Ekim 2015)
KOCAELİ ve ADAPAZARI İÇİN
HAZIRLANAN İMAR PLANLARINA İLİŞKİN PLANLAMA YAKLAŞIMI
Mehmet TUNÇER
Profesör, Dr., Ankara
Üniversitesi, Sosyal Çevre ABD ve Gazi Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi, Şehir
ve Bölge Planlama Bölümü Öğretim Üyesi, Ankara,
Email: Mehmettuncer56@gmail.com
ÖZ
1999 Marmara
Depremi’nin ulusal boyutları aşan fiziksel etkilerinin sosyal ve ekonomik
boyutları da kaçınılmaz olarak dünya ölçeğinde yansımalar ve çok ivedi
çözülmesi gerekli sorunlar yaratmıştır.
İlk aşamada ve
hızla geçici iskânın sağlanmasından sonra, sürekli iskan için harcanmış olan
çabalar, yukarıda anılan olağanüstü boyutlardaki sorunu çözmeye yöneliktir.
Bu bakımdan
çözüm yollarının ülkemizde geçerli olan yöntemlerden ve süreçlerden farklı
olması zorunlu görülmektedir. Harcanmakta olan çabaların temelini oluşturan
kent planlamasında, bu nedenle; hızlı, ancak çağdaş yöntemlerin kullanılması,
süreçlerin hızlandırılması benimsenmektedir.
Çalışmaların
sonunda ülke “kent planlama” disiplininin öngördüğü süreçlere dönüştürülmesi
gibi güncel olarak ikincil; gelecek için temel etkileri de olacaktır.
Marmara Depremi Acil Yeniden Yapılanma Projesi (MEER[1]) ve Marmara Depremi Acil Yeniden Yapılanma Projesi
(TEFER) kapsamında Kocaeli Kuzeydoğu Gelişim Bölgesi İçin Hazırlanan İmar
Planlarına İlişkin Notlar Ve Planlama Yaklaşımı bu Bildiri’nin konusudur.
İmar Planları Ve
Kentsel Tasarım Projelerinde İlkesel Yaklaşımın Saptanması İle Hazırlanmış
Planların İrdelenmesi İçin Ölçütler Özetle verilecektir.
Anahtar sözcükler: Planlama, Marmara Depremi,
MEER, TEFER, Koceeli, Afetzede Yerleşim Alanı
Abstract
1999 Marmara
earthquake reflections on a world scale and resolving many pressing problems
inevitably created the necessary social and economic dimensions of the physical
effects transcending national dimensions.
After the first
stage and rapidly provide temporary resettlement, efforts devoted to the
permanent settlement is intended to solve the aforementioned problems in the
extraordinary size.
In this regard,
our country has seen the solution must be different from the current methods
and processes. In urban planning forms the basis of the efforts being made,
therefore; fast, but the use of modern methods is adopted to accelerate the
process.
Country at the
end of the study "urban planning" to be converted to process as
envisaged by the current secondary discipline; The main effect will be for the
future.
Marmara
Earthquake Emergency Reconstruction Project (MEER) and the Marmara Earthquake
Emergency Reconstruction Project (TEFER) As part of Kocaeli, plan notes to the
prepared Plan for the Northeast Development Region and planning approaches is
the subject of this Declaration.
And Urban Design
Plans for the Determination of the approach to the principle sum Criteria
Evaluation of the plan will be prepared.
Keywords: Planning, Marmara Earthquake, MEER,
TEFER, Koceeli, Residential Area After Earthquake.
I.
AFETZEDE
YERLEŞİM ALANLARI PLANLAMASI SORUNSALLARI
17 Ağustos 1999 Marmara
Depremi sonrasında yıkılan yerleşimlerde geçici kurulan prefabrik ve çadırlarda
ikamet edenlerin acil konut ihtiyacı ortaya çıkmıştır.
Doğu Marmara’da yaşanan
bu büyük deprem felaketi sonrasında, ağır hasar gören yerleşimler ve yakın
çevresinde, “Marmara Earthquake Emergency Recovery Project” kapsamında
Dünya Bankası kredisi ve Başbakanlık Proje Uygulama Birimi (PİUB) aracılığı ile
“Afetzede
Yerleşim Alanları” yer seçimi, planlaması ve uygulama çalışmaları
yapılmıştır [2].
İmar (Bayındırlık) ve İskân
Bakanlığı tarafından Afetzede Yerleşim Alanları (Deprem Konutları) için farklı
gereksinim bölgelerinde yer seçimi yapılan yerlere ilişkin 1/25000, 1/5000,
1/1000 ölçekli imar planları hızlıca hazırlanmıştır.
Şekil 1. 17 AĞUSTOS 1999
KOCAELİ DEPREMİ VE ARTÇI ŞOKLARI
Bu çalışmalar kapsamında öncelikle ve ivedilikle; afetzede yerleşim yerleri için jeolojik bakımdan sağlam zeminler aranmıştır. Yeni yerleşme alan yer seçimleri, doğrudan ve hızlı bir şekilde PİUB ve Bayındırlık İskân Bakanlığı temsilcileri tarafından, depremin merkez üssü Marmara çevresinde yer alan Gölcük, Adapazarı, İzmit çevresinde yoğunlaşacak şekilde yapılmıştır. Daha önceden saptanmış bazı yerler ile yeni seçilen ve jeolojik etütleri yapılan sağlam zeminlerde yer seçim kararları oldukça hızlı bir şekilde verilmiştir.
Bu yer seçim kararlarının
bazılarının politik seçmeler olduğu bilinmekle beraber, genellikle daha önce
belirlenmiş, bazen kentsel yerleşmelerden oldukça uzak, altyapısı bulunmayan yerler seçilmiş, halihazır
haritaları hazırlanmış, jeolojik etüdleri yapılmış ve planlanmıştır.
Acil olarak Dünya Bankası
ve iç bütçe olanaklarıyla yapılacak konutların sayıca çokluğu, yerleşimlerin
Bolu’dan İstanbul’a kadar çok dağınık olması, yerleştirilecek nüfusun
büyüklüğü, planlamayı bir konut alanı planlaması olmaktan çıkartmıştır.
Bu dönemde; seçilen
yerlerin özelliğine, konum ve büyüklüklerine göre; büyük kent parçaları (büyük
konut gelişme alanları, uydu kentler ya da yeni kentler, kentsel gelişme
bölgeleri) planlanması söz konusudur.
Çalışma alanı
belediyeleri, gerek deprem öncesi ve
gerek deprem sonrası yeni planlama çalışmaları ile kentsel desantralizasyonu
gerçekleştirmeye çalışmışlardır. Bu
yöndeki çalışmalara deprem sonrası Bayındırlık ve İskân Bakanlığı da
katılmıştır.
Bu çalışmaların sonucunda
ortaya çıkan alt-bölgesel desen önemli ölçüde desantrilizasyonu ortaya koymuştur.
Ancak, özellikle
konutların ve bu konutların gereksinimi olan sosyal ve teknik altyapının
oluşturulması acil ve zorunludur. Genel planlama ilkeleri doğrultusunda
özellikle konut alanlarının planlanması ve bu alanlar ile sosyal donatı
alanları ile konut alanlarının işlevsel ilişkileri, yapım sürecine etkileri,
teknik olabilirlik üzerine etkileri önem sunmaktadır.
II.
AFETZEDE
YERLEŞİM ALANLARI PLANLAMASINDA DİKKATE ALINAN ETMENLER
Bu alt bölümde, konut
alanları planlamasının etmenleri sıralanacak, bu etmenler hazırlanmış olan
planların değerlendirme ölçütleri olarak kullanılacaklardır. Böylelikle
hazırlanmış olan planlar, -gerekirse- geliştirilmiş olacak; hem de yapım süreçleri ile ilgili olası olumsuzluklar
giderilmiş olacaktır[3].
Bu etmenler şunlardır:
· Doğal Etmenler
- Jeolojik Yapı-Depremsellik,
- Topografik Yapı-Eğim, Yükseklik,
- Bitki Örtüsü-Peyzaj Değerleri,
- Yaban Hayatı,
- İklim-Mikroklima,
- Manzara, Vista,
· Yapay Etmenler
- Mevcut Arazi Kullanımı,
- Altyapı,
- Ulaşım,
- Mevcut Yerleşmelerle İlişkiler,
-
Çevre Kirliliği,
· Sosyo-Ekonomik ve Demografik Etmenler
Bu etmenler planlamayı
doğrudan etkileyen etmenlerdir. Hazırlanmış olan planların, deprem bölgesi
içinde yer alması, bu planlara göre gerçekleştirilecek olan fiziksel ortamın,
dış ve iç mekanların (konutların) deprem ile birlikte, depremden etkilenmeden
ya da en az etkilenerek yaşanacak bir ortam olmasının ön şartıdır.
Sosyal yaşamın
gereksinimlerini karşılayıcı, ancak geleneksel yaşam biçim ve alışkanlıklarını
çağdaşlaştırmaya yönelik olmalıdır. Ülkemizde yaşanan ve giderek nitelik
değiştirdiği gözlenen kentleşmenin yarattığı sosyal dönüşüm süreci, böyle bir
yaklaşımla ivme kazanacaktır. Mekanla uyumsuz sosyal yaşamın, ya da sosyal
yaşam ile uyumsuz mekanın yaratacağı olumsuzluklar, kültürel yaklaşmalar
toplumsal tedirginlikler azalacaktır.
III.
PLANLAMA ETMENLERİ
Bu bölümde, bir önceki
bölümde sıralanan etmenler ayrıntılandırılacak, değerlendirme ölçütleri olarak
kısaca açıklanacaklardır.
1.
Doğal Etmenler
1.1. Jeolojik
Yapı-Depremsellik
Kalıcı iskân alanlarının
jeolojik açıdan çok ayrıntılı çalışmalarla seçildiği bilinmektedir. Hatta
deprem sonrasında Bolu, Düzce İlleri ile Adapazarı ve İstanbul’da depreme maruz
kalan yerlerde “Deprem Haritaları” yenilenmiştir.
Bu bakımdan, seçilmiş
bulunan yerlerin olması gereken jeolojik özelliklerinden çok, deprem açısından
planlama ölçütleri ortaya konmuştur.
Özellikle deprem
bölgelerinde, deprem ile birlikte yaşayacak insanların içinde yer alacakları yeni
yerleşme birimlerinde, deprem sırasında öncelikle korunması gerekli öğelerin
belirlenmesi gerekir.
Bu öğeler:
- İnsan,
- Sağlık ve sosyal hizmet yapıları (Hastahane,
itfaiye, okul vb.),
- Deprem sonrası öncelik
ve ivedilikle kullanılması zorunlu altyapı tesisleri
(haberleşme, ulaşım, su, atık su, enerji
şebekeleri),
- Üretim tesisleri,
- Taşınır ve Taşınmaz
Kültür Varlıkları (Sivil Mimarlık Eserleri, Anıtlar ve Müzeler),
- Yönetim Yapıları,
olarak sıralanabilirler.
Bu öğelerin korunması için hazırlanacak planların amacı:
- Olası tehlike düzeyini
azaltmak,
- Yapıların deprem
sonrası, yangın, su baskını, toprak kayması vb. artçı olaylardan
olabildiğince korunmasını sağlamak,
- Olası olayların sınırlı
kalması için önlemler almak,
- Acil yardım ve kurtarma
işlemlerinin hızlı ve en ekonomik biçimde geliştirilmesini
sağlamak olmalıdır[4]
Jeolojik açıdan sakıncası bulunmayan alanlarda da, depremin bir ölçüde etkili olabileceği dikkate alındığında, tek yapı ölçeğinde depreme dayanıklılık açısından alınacak önlemlerin yanı sıra planlama açısından, yukarıda sıralanan etmenlerin dikkate alınması, birer değerlendirme ölçütü olarak kullanılması söz konusu olacaktır.
1.2. Topoğrafik
Özellikler-Eğim,Yükseklik
Seçilen alanların farklı
yerleşim yerlerinde, türlü nedenlerle farklı özellikler göstermesi doğaldır. Bu
nedenle burada genel olarak, farklı özellikli alanlarda özellikle eğim üzerinde
durmak gerekir.
Genellikle;
- %4’e kadar eğimli
alanlar, düz,
- %4-10 arasında eğimli
alanlar kolay kullanılabilir,
- %10’dan fazla eğimli
alanlar tepe,
olarak değerlendirilir.
Aşırı eğim, yapım ve
kullanım açısından hem ulaşımı, hem de yerleşme düzenini olumsuz
etkilemektedir.
Bu olumsuz etkiler:
· Yapı-altyapı
maliyetleri,
· Jeolojik
sakıncalar (heyelan vb.)
· Güneşten
yararlanma
· Manzara
· Mahremiyet
· ve diğerleri.
olarak sıralanabilirler.
Bu etmenlerin, planlamanın her aşamasında önemle göz önünde bulundurulması
gerekir.
Deniz yüzeyinden
yükseklik de önemli bir etmendir. Seçilmiş arazilerin denizden yükseklikleri
100-200 m. civarında bulunması bu etmenin önemini azaltmaktadır.
1.3. Bitki Örtüsü
Yerinde yapılacak
gözlemler, hava fotoğraflarının, 1/1000 ölçekli halihazır haritaların
incelenmesi, mevcut bitki örtüsünün öncelikle saptanmasını, ardından hangi
ölçüde korunması gerektiğine yardımcı olur. Mevcut bitki örtüsünün korunması,
planlamada önemli bir yönlendiricidir. Özellikle yeşil alanların yer seçiminde
ve düzenlemelerinde dikkate alınmalı, mevcut değerler korunmalı ve
kullanılmalıdır.
Konut alanları içinde
kalması öngörülen mevcut bitki örtüsünün yapım sırasında korunması, kullanım
aşamasında ise işlevlendirilmesi (rüzgardan koruyucu, gölgelik, peyzaj öğesi,
perdeleyici, örtücü) elde edilecek mekanları zenginleştirecek bir yaklaşımdır.
1.4. Yaban Hayatı
Kullanıma açılacak olan
kentsel alanlarda yaban hayatının (kuşların, böceklerin vb.) sürmesi pek
olanaklı görünmemekle birlikte, yakın çevrede jeolojik sakıncalı, aşırı
meyilli, orman, koru vb. nitelikli, doğal kimliği korunması zorunlu olan
alanlarda da yaban hayatının sürmesi doğaldır. Bu alanlarda ekolojik dengeyi bozacak
kararlardan (altyapı dejarjı, yol, vb) karalardan sakınmak gerekir. Böylelikle
planlı/yapay yaşam çevresi ile doğal çevreyi; yakınlaştırmak, içiçe korumak,
kullanmak, gözlemek, kısacası birlikte yaşamak olanağı sağlanmış olur.
1.5. İklim-Mikro Klima
Genel olarak iklim, yer
seçimi etmeni olarak arazi kullanmada
yönlenme açısından önem sunmakta, daha fazla güneş alan alanların
avantajları bulunmaktadır. Öte yandan yapıların konumlandırılması da iklim
öğelerinin tümünün (rüzgar, güneş, ısı) etmenlerinin doğru kullanılmasına
bağlıdır. Bu nedenle iklim; yer seçiminden, kentsel tasarıma kadar planlama ve
tasarım aşamalarının tümünde göz ardı edilmemesi gereken önemli bir etmendir.
Arazi yer seçimi, yapıldığına göre, bundan sonraki aşamada iklim elemanlarının
olumlu etkilerinden en çok yararlanma; olumsuz etkilerinden en az etkilenme
söz konusu olmalıdır.
1.6. Manzara-Vista
Mevcut vistaların etkin
bir biçimde kullanılması, manzaraların örtülmemesi, bakı noktalarının etkin
kullanımına olanak sağlanması; temel bir planlama ilkesidir. Bu ilkenin de
değerlendirmede bir ölçüt olarak kullanılması üretilecek olan yapay çevreye
doğal değerlerin katılmasına katkı yapacaktır.
2. Yapay Etmenler
Yapay etmenler iki ana
grupta toplanabilirler. Bu gruplar altyapı ve mevcut yerleşim alanı olarak
kısaca ve genel çizgileri ile birer değerlendirme ölçütü olarak
sunulacaklardır.
2.1. Altyapı
Yeni oluşturulacak yaşam
çevresinde altyapının, çağdaş, yeterli, gelecekteki olası gereksinimleri
karşılayacak nitelikte olmalıdır. Kuşkusuz bu niteliklerin sağlanmasında
ekonomi ve yatırımların geri dönüşümü de göz ardı edilmemelidir. Mevcut
altyapıdan yararlanma düzeyi de bir alt etmen olarak kullanılabilir. Günümüzde
artan oranlarda duyarlı oranlarda duyarlı bir konu haline “çevre” nin, altyapı
çözümleri ile sağlıklı kılınabileceği, bu ölçütün önemini arttırmaktadır.
2.1.1. Ulaşım
Ulaşım, yeni yaşam
çevresi içinde yaya ve araçlı ulaşım olmak üzere iki farklı dikkate
alınmalıdır. Yaya ulaşımının çok bilinen yaya ulaşılabilirlik ve zamanı burada
hiç tartışılmayacaktır. Bu sistemin oluşturulması, planlamanın temel ilkesidir.
Araçlı ulaşım da toplu
taşımacılık için öngörülen sistemlerin raylı ya da, lastik tekerlekli oluşu ile yatırımın fizibilitesi birbiri ile
bağlantılı olarak, sistemin hizmet vereceği nüfusun büyüklüğü ile orantılıdır.
Ayrıntılı çalışmalar ister, bu aşamada böyle bir değerlendirme söz konusu değildir. Ancak, özellikle ana yol
bağlantılarının gelişebilir kesitlerde tasarlanması, geleceğin gereksinimlerini
karşılamak açısından önemli ve olumlu bir yaklaşım olarak değerlendirilmelidir.
2.2. Mevcut Yerleşim Alanları
2.2.1. Arazi Kullanımı
Deprem konutları için
seçilen alanların ve bu alanlarda yer alacak konutların büyüklüğü ne olursa
olsun, eski ve -yıkılmış da olsa- mevcut yerleşmelerle ilişkileri olacak ve bu
yerleşmelerin deprem sonrası alacağı yeni biçim ve yükleneceği işlev, yeniden
yapılacak yerleşmeleri doğrudan etkileyecektir. Bu açıdan, mevcut yerleşim
alanlarının olası arazi kullanım türleri, mekanda dağılımını, hizmet sunum
kapasitesini belirlemek önem sunmaktadır.
Öte yandan yeniden
kullanışa açılacak olan alanlarda da - kırsal nitelikte de olsa- mevcut arazi
kullanımının doğal değerlerin varlığı açısından ayrıntılı olarak saptanıp
saptanmadığı önemli bir değerlendirme ölçütü olur.
2.2.2. Mevcut Yerleşmelerle İlişkiler
Kentsel kullanımlara
açılması öngörülen alanların, mevcut yerleşmelerle ilişkilendirilmesi doğal ve
zorunludur. Ancak bu ilişkinin türü ve yoğunluğu; eski ve yeni yerleşmeler
arasındaki mesafeye, ve bu yerleşmelerin mevcut ve yüklenilen işlevlerine
bağlıdır. Bu açıdan özellikle mevcut yerleşmenin üstleneceği işlevin
belirlenmesinden sonra yeni yerleşmenin donatıları (donatıların türleri,
büyüklükleri) arazi kullanımının türleri, nitelikleri, yoğunlukları
belirlenebilir. Hazırlanmış olan planların irdelenmesi için bu önemli bir
değerlendirme ölçütü olmalıdır.
2.3. Çevre Kirliliği
Bu konuda mevcut
yerleşimlerin yarattığı sorunların, yeni yerleşimleri etkileyip etkilemeyeceği,
yeni yerleşim alanlarında çevreye ilişkin sorunların meydana gelip gelmeyeceği
titizlikle irdelenmeli ve saptanacak bulgular değerlendirme için önemli
olacaktır.
3.
Sosyo-Ekonomik ve Demografik Etmenler
Planlamaya konu edilecek
alanlara yerleştirilmesi düşünülen “Depremzede”lerin sosyal yapısı ile ekonomik
güçlerine ilişkin veriler elimizde yoktur. Ancak bir genel gözlem olarak ve
kısaca “Afetler Yasası” olarak tanımlanan yasanın ortaya koyduğu “hak
sahipliği” kavramı çerçevesinde bu alanlarda alt gelir grubundan insanların
yaşayacağı söylenebilir.
Bu gözlem ve yasal
tanımlama çerçevesinde konutların ve konut çevrelerinin tasarlanması zorunlu
görülmektedir.
Öte yandan, ülke
nüfusunun çok genç bir nüfus oluşu ve bu nüfus içinde temel eğitimden
yararlanacak nüfusun yaklaşım %20 olacağı bir başka temel veri olarak kabul
edilebilir. Bu kabul planlama alanlarının tümü için geçerlidir. Bu verinin
“1997 Nüfus Tesbiti Sonuçları”na göre, ileriki aşamalarda -gerekirse- daha
duyarlı hale getirilebilir.
Ayrıca, ülkenin hızlı bir
değişim ve gelişim süreci içinde bulunduğu, sosyo-ekonomik gelişmelerin
yaşandığı bilinmektedir. Bu açıdan donatıların yakın gelecekte çeşitleneceği
önceden kestirilemeyen istemlerin doyacağı unutulmamalıdır. Bu istemlerin
yaratacağı mekan gereksinimini karşılayacak alanların ayrılmış olması, pozitif
bir yaklaşım olur. Bu yaklaşımda önemli bir değerlendirme ölçütüdür.
IV.
KOCAELİ
KUZEYDOĞU GELİŞİM BÖLGESİ İÇİN HAZIRLANAN İMAR PLANLARI
1999 Marmara depremi
sonrasında; kalıcı yerleşim alanlarına (Daimi İskan) ilişkin yerseçimi ve
planlama çalışmaları yapılmıştır. Bu bildiri ile; Bayındırlık ve İskan Bakanlığı ve İller Bankası tarafından yapılan
planlardan “Kocaeli Kuzeydoğu Gelişim Bölgesi” için hazırlanan Çevre Düzeni
Nazım ve Uygulama İmar Planlarının geliştirilmesi ve planlama yaklaşımı irdelenmiştir.
Bölgenin 1/25.000 ölçekli
Çevre Düzeni Planı Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından onanmıştır.
Kısa sürede yapılmak
durumundaki yer seçimi ve planlama çalışmalarında verilerin toplanması,
değerlendirilmesi ve planlamada eşgüdüm ve ekip çalışması gerektirmiştir. Bu
kadar hızlı elde edilen planlarda, eksikliklerin ve eleştiriye açık noktaların
bulunması doğaldır.
IV.1.
1/25.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı
1/25.000 ölçekli Kocaeli
Kuzeydoğu Gelişim Bölgesi Çevre Düzeni Planı, plan koşulları ve plan açıklama
raporu değerlendirildiğinde, alt ölçekli planların düzenlemesinde yeterli
esneklikte olup, alt ölçekli planlara geçişte gerekli ve yeterli kararları içerdiği
görülmektedir.
Alt ölçekli Nazım ve
Uygulama planların düzenlenmesinin ardından, 1/5000 ve 1/1000 plan
çalışmalarında ortaya çıkabilecek değişikliklere dayalı olarak, yeni yerleşim
alanının kentle ilişkisini, kent ve çevresi üzerindeki etkilerinin kontrol
edilmesi amacı ile çevre düzeni planında revizyona gidilebilir.
Şekil 2. ADAPAZARI ÇEVRE
DÜZENİ PLANI (1/25 000) İÇİNDE MEER ALANI
IV.2.
1/5000 Ölçekli Nazım İmar Planı
Çevre Düzeni Planı’na
dayalı olarak hazırlanan Nazım İmar Planı üzerinde yoğunluk gösterimi, lejand koşulları,
vb. teknik eksiklikler bulunmaktadır.
Nazım İmar Planı
kararları açısından, planın dayandığı fiziki verilerin ve hedef grupların
sosyal durumlarının, tüketim eğilimlerinin bilinmesinde yarar bulunmaktadır.
Konut, nüfus, yoğunluk, katlar, konut tipleri ve oranları gibi hedeflerin çevre
düzeni planının kararlarına ve varsayımlara dayandırıldığı, bu nedenle de
kararlarda esnek ve her koşula kolay uyarlanabilmesi ilkesinin güdüldüğü plan
raporunda belirtilmiştir. Bu planlama yaklaşımı tarafımızca da benimsenebilecek
en uygun çözüm olarak yorumlanmaktadır.
Bu nedenlerle,
hazırlanmış olan 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı’nın uygulama planlarına
geçişte, temel bir şema olarak benimsenebileceği düşünülmektedir. Bununla
birlikte, uygulama planlarına geçişte (gerekirse uygulama planları ile birlikte
değerlendirilmek suretiyle) aşağıdaki konuların irdelenmesi yararlı olabilir.
Bunlar;
- Nazım İmar Planı’ndaki
alt merkezlerin konum ve nitelikleri ile yol kademelenmesi genelde uygun
görülmekle birlikte, projenin uygulanabilirliği olması açısından yol
hiyerarşisinin gözden geçirilmesi yerleşim içi yolların yanı sıra dış
bağlantıların projenin kent makroformundaki olası etkileri de göz önüne alacak
biçimde yeniden değerlendirme yapılması.
- Planda alt bölgelerin
komşuluk birimi, mahalle ve semt oluşumu esasına göre gözden geçirilmesi,
bunlara ilişkin konut servislerinin ve merkez oluşumlarının da bu bağlamda
irdelenmesi, planlama bölgeciklerinin, alt proje alanlarının gerek projeden
sorumlu kuruluşlar, gerekse hak sahipliğine göre ilgili yerel yönetimlerinin
sorumluluğuna ayrılacak bölgeler temeline göre tanımlanması uygun olacaktır.
- Konut servislerinin
planlanmasında uygulanacak alan standartları konusunda konsensus oluşturulması,
“İmar Planı Yapılması ve Değişikliklere Dair Esaslara İlişkin Yönetmelik”te
tanımlanan standartların projedeki uygulaması için yorum yapılması ve Nazım
İmar Planı’na yansıtılması,
Şekil 3. ADAPAZARI MAKRO
KENTSEL SİSTEMİ İÇİNDE MEER ALANI
(Kaynak: Atik, S. 1999,
MEER Planlama Raporu)
- Çevre Düzeni Planı
hükümlerinin “Afete Duyarlılık Açısından Alt Ölçekli Planlamalarda Uyulacak
İlke ve Koşullar”ında belirtilen konuların nazım imar planı ölçeğinde test
edilmesi, örneğin “Kentsel Açık Alanlar Sistemi Oluşturulması”, “Geniş Yeşil
Koridor ve Açık Rezerv Alanlar Oluşturulması”, “Afet Sonrası Acil Yardım ve
Destek Merkezi İle Yönetim Merkezi Olarak Kullanılabilecek Yerler, Geçici İskan
Alanlarının Belirlenmesi” vb. konular planda ve/veya plan koşullarında
belirtilmelidir.
1/5000 ölçekli Nazım İmar
Planı’nda, yukarıdaki etüdlere dayalı revizyonların, 1/1000 ölçekli planlardaki
etüdlere paralel olarak yapılması ve bunların ardından birlikte onanması
kanımızca uygun olacaktır.
IV.3.
1/1000 Ölçekli Uygulama İmar Planı
Hazırlanan 1/1000 ölçekli
Uygulama İmar Planı’nın 1/5000 ölçekli İmar Planı’na dayalı olarak
geliştirildiği, toplu konut uygulamasına uygun ada oluşumunun esas alındığı,
alt merkezlerde ise kullanım farklılaşmasına dayalı adalar oluşturularak
ayrıntılandırıldığı görülmektedir. Bununla birlikte, uygulama imar planının bu
haliyle onanması imar uygulamasının plandaki adalara göre yapılarak mülkiyetin
tescil edilmesi halinde yapı kütlelerinin yerseçiminde, altyapıda vb. çıkacak
sorunlar nedeniyle alan kullanımında kayıplar, maliyet artışı, vb. sorunların
ortaya çıkması olası görülmektedir. Bu nedenle, bu aşamada Çevre Düzeni ve
Nazım İmar Planı’na ilişkin eleştiriler de dikkate alınarak, yerleşim etüdü
yapılmak suretiyle ve bu etüde dayalı olarak 1/1000 ölçekli İmar Planı’nın
revizyonunun yapılması, 1/1000 ölçekli planın onama ve imar uygulamasının da
revizyondan sonra yapılması uygun olacaktır.
1/1000 ölçekli İmar
Planı’na esas olmak üzere öncelikle tasarım ilke ve ölçütlerinin geliştirilmesi
gerekmektedir.
Konut adaları için
geliştirilecek tasarım ölçütlerinde,
Yapı tipolojisi ve kat
adetlerinin, bunların alandaki kullanım oranlarının belirlenmesi gereklidir.
Yapı tiplerinin bir bölge ya da ada içinde farklılaşması, mekansal zenginliği
artıran, sosyal grupların kaynaştırılmasında da olumlu etkileri olmakla
birlikte, hızlı bir projelendirme ve yapım programı içinde bu yaklaşımın
kısıtlı oranlarda uygulanması sözkonusu olabilir.
Ada bazında yatay kat
mülkiyeti ya da parsel ölçeğinde yapılaşma biçimlerinden hangisinin tercih
edileceği, ada içi tasarım, yapıların konumu, ortak mekanların tasarımı, ada ve
parseldeki mülkiyetin tescili, ada içi altyapı, gelecekteki işletme biçimi vb.
açılarından önem kazanmaktadır.
Yapıların ve altyapının
yapım teknolojisinin veya teknolojilerinin bilinmesi, örneğin hızlı yapı
üretimine olanak veren tünel kalıp sistemi, vb. teknolojileri ne ölçüde
kullanılacaktır? Bu verilerin, tasarıma etkileri, yapıların ada içinde
konumlandırılması, yapılara kot verilmesi konusunda koşullar, vb.nin bu
verilere göre tasarımlanması.
İmar adasını temel alan
bir tasarımda imar adasında yer alacak optimum konut/nüfusun merkezi sistem,
ısıtma, vb. teknik altyapı, ortak mekanlar, vb. sosyal donatı, site yönetimi
oluşması, vb. işletme açılarından yorumlanması, optimum ada büyüklüğünün
alt-üst sınırının belirlenmesi,
Ulaşım bakımından imar
adasına giriş-çıkışlar, ada içi ulaşım ssistemi, yaklaşım ve servis yolları,
duran taşıtlar , ortak mekan/açık alan oluşumu, kütle/açık alan ilişkisini esas
alan protetip çalışmaları ve bu tasarım ilkelerine dayalı ada oluşumu ve
tasarımları,
Afete duyarlılık
açısından ada ve yapı ölçeğinde uyulacak ilke ve koşullara uyulması, bu konuda
Çevre Düzeni Planı hükümlerinde belirtilen ilkelerin uygulanması, örneğin
yapılarda çıkma, ağırlık merkezi, geometrik merkezi, vb. konulardaki hükümler,
yapıların deprem dalgasına göre konumlandırılması, afet sonrası acil yardım ve
destek merkezi olarak kullanılacak yerlerde yapılacak yapı ve donanımlar,
yapıların en-boy-yükseklikleri arasındaki oranları, kütle formu, vb.
Merkezlerde, işlevsel
farklılığa dayalı ada ve parsel oluşumunun uygulamada oluşturacağı sorunlar
nedeniyle, kamu tarafından gerçekleştirilecek, kullanımlar/servisler için daha
esnek çözümlere gidilmesi.
V.
KALICI
KONUT ALANLARI PLANINA ÖRNEK: ADAPAZARI KALICI KONUT ALANI
V.1.
Alanın Tanımı
Bu planlama çalışması 17
Ağustos 1999 depreminden yoğun şekilde etkilenen Adapazarı Kent Merkezi ve
Yakın Çevresinin gelecekte planlı ve sağlıklı gelişimini sağlamak üzere, kentin
kuzey-doğu ve kuzey-batı kesiminde yer alan Alandüzü, Karapınar, Resuldivan,
Korucuk, Karaman ve Ferizli yerleşmeleri ile yakın çevrelerini kapsamaktadır.
Planlama çalışmalarını kurucu ortağı olduğum UTTA Planlama, Danışmanlık Ltd. ve
Belda Ltd. şirketleri üstlenmiştir.
Bu planlama kapsamında
Camili Köyü (Resulludivani Köyü) yerleşik alanlarının doğu ve güneydoğusundaki
zemin bakımından uygun ancak topografik olarak engebeli bir alanda yer seçimi
yapılmıştır. Bu yerler için Adapazarı Kenti 1/25 000 Ölçekli Kuzey Gelişim
Bölgesi Çevre Düzeni Planı hazırlanmıştır[5] (Şekil 4-5).
Jeoloji ve Morfoloji:
Bölgede MTA Genel
Müdürlüğü ve Afet İşleri Genel Müdürlüğü’ nün yürüttüğü “Deprem Riski Yönünden Zemin Grupları Harita Çalışması” ve
belirlenen sağlam zeminli alanlarda tamamlanan ayrıntılı Jeolojik Etüd
çalışmaları vardır.
Bu
alanlar Camili Köyüne yakın, eğimli, yerleşimi güneye göre daha zor, korunması gerekli fındıklıklar, meyve
bahçeleri ve yoğun ağaçlık alanları
bulunan kesimdir. Özellikle Kovalı Geçit Deresi’ne doğru olan kuzey-doğu
yamaçları setlenerek yoğun bir şekilde ağaçlandırılmıştır.
Şekil 4. ADAPAZARI KUZEY GELİŞİM BÖLGESİ ÇEVRE DÜZENİ PLANI
ÖLÇEK:
1/25000 (KARAMAN VE CAMİLİ BÖLÜMÜ)
Şekil 5. KUZEY ADAPAZARI GELİŞİM BÖLGELERİ ÇEVRE DÜZENİ PLANI (1/25 000)
Bu kesimlerin
olabildiğince korunması gereklidir. Alan “Kalıcı Konut Alanı” olarak
belirlendikten sonra Kovalı Geçit Deresi’nin kuzey-doğusundaki plato konut
alanı olarak planlanmıştır.
Kocabıyık Deresi’nin
güneyinde daha az eğimli alanlar konut gelişimi için daha uygun alanlardır. Bu
kesimde de korunması gerekli yoğun ağaç içeren alanlar (orman, fındıklık, ceviz, ayva bahçesi vb)
belirlenerek planda koruma altına alınmıştır. Korunan bir başka yoğun ağaç
dokusu köyün Mezarlık Alanıdır.
Şekil 6. ADAPAZARI CAMİLİ
KÖYÜ (RESULLUDİVANİ) PLANLAMA ALANI HAVA FOTOĞRAFI
Topografya ve Eğimler :
Alan başlıca iki bölgeye
ayrılmaktadır :
Bu bölgelerden ilki 120-130
metre rakımlı köyün doğu platosu ve onun doğusunda 80-90 metre rakımlı plato arasından Kovalı
Geçit Deresi’ nin geçtiği, güneyinde Kocabıyık Deresi’ nin aktığı üst platoda
yer almaktadır.
İkinci alt bölge, Kocabıyık Deresi ile Kovalı Deresi’nin
birleşerek Resulu Deresi’ni oluşturduğu kesimin güneyinde 30 metre rakımlı
ovaya ve Çarksuyu’na doğru daha az eğimli alanlardır.
Her iki alanda da; 1/25
000 Ölçekli Nazım Plan kararlarında kentsel kullanıma açılmış alanlardır. Bu
bölgeler genellikle % 15 - 20 arasında eğimli alanlardır. Yer yer bu oranı aşan
ve yerleşime elverişli olmayan, eğimi % 30 ları geçen kesimler de
bulunmaktadır. Bu alanların iskân amacından farklı, park, ağaçlandırılacak alan
vb. amaçlarla kullanılması söz konusudur.
YERLEŞMELER |
MEVCUT SAHA DIŞI
ALTYAPI |
YAPILMASI GEREKEN SAHA
DIŞI ALTYAPI |
|
Adapazarı |
Yol: Asfalt Kırsal Yol (Geliştirilmesi
gerekmektedir.) Atıksu Arıtıma
Tesisi (AAT) |
Su Temini: Gölü
yakınındaki kuyulardan temin
edilecektir. İsale hattı ve depo gerekmektedir. Atıksu: Yakındaki
Adapazarı AAT’ne verilecektir. Yağmur suyu Drenajı:
Alan içindeki Kocabıyık ve Kovalıgeçit derelerine verilecektir. Elektrik: 2 km
uzunluğunda 34.5 kV nakil hattı ile mevcut 154.5 kV lık hatta bağlanacaktır
veya 10 km. yeni 34.5 kV lık yeni nakil hattı döşenecektir. Tele-iletişim: Türk
Telekom tarafından sağlanacaktır.
|
|
Mülkiyet : Adapazarı
planlama alanlarının tamamı özel mülkiyettedir.
V.2.
Öneri Arazi Kullanım Planı
İmar yasası
standartlarına uyum sağlanarak, deprem psikolojisi içindeki toplumsal grupların
daha rahat ve konforlu ortamlarda yaşamalarını sağlamak amacıyla standartları
yüksek tutmak hedeflenmiştir.
Seçilen alanın konumuna
bağlı olarak, Adapazarı Kent Merkezi ile bağlantılarının kurulabilmesi için
makro düzeyde öneriler geliştirilmiştir. Teknik ve sosyal altyapı standartları
yorumlanarak yeniden değerlendirilmiştir.
Nazım Planda önerilen
brüt yoğunluk (yapı/nüfus) kararları
yeniden irdelenmiştir. İmar yasasının öngördüğü Kentsel sosyal donatıların standartlara uygun olarak konumları
belirlenmiş ve kademelenme ilişkisi gözetilerek yerleştirilmiştir. Alanda
yaklaşık 2600 konutun yapımı kararlaştırılmıştır. Bu değer, planlamayı
yönlendiren en önemli dış veridir (Şekil 7-8).
MEER Alanı yaklaşık 125
hektardır. Bu alanın % 37,4’ü konut alanları olarak planlanmıştır. İkinci büyük
alan tüketimi ise; % 33 oranı ile ulaşım sistemi ve öbür ulaşım türlerine
aittir. Üçüncü büyük alan tüketimi de % 22.3 ile açık ve yeşil alanlardır[6].
Master Planın brüt
yoğunluk değerleri yeniden irdelenmiştir. Bütün alanın brüt yoğunluğu 83
kişi/hektar, konut alanları yoğunluğu ise 248 Kişi/hektar olarak bulunmuştur.
Şekil 8. ADAPAZARI
AFETZEDE KONUT ALANI UYGULAMA İMAR PLANI (1/1 000) (Kaynak: TÜRKOĞLU, K., UZEL,
A., TUNÇER, M., 1999, MEER Planlama Raporu)
TABLO 2: ADAPAZARI ARAZİ BÜTÇESİ
ADAPAZARI |
|
|
|
|
KULLANIM TÜRÜ |
Adet |
BÜYÜKLÜK (m2) |
KİŞİ BAŞINA
TÜKETİM (m2/kişi) |
ORAN |
KONUT ALANLARI |
2.600
|
418.927 |
40,28
|
33,62% |
MERKEZLER |
|
|
|
|
TİCARİ BİRİMLER |
3
|
11.054 |
1,06
|
0,89% |
YÖNETSEL
KULLANIMLAR |
2
|
2.832 |
0,27
|
0,23% |
TEMEL EĞİTİM
OKULLARI |
3
|
37.451 |
3,60
|
3,01% |
LİSE VE DENGİ
OKULLAR |
1
|
14.615 |
1,40
|
1,17% |
SAĞLIK TESİSLERİ |
2
|
2.163 |
0,20
|
0,17% |
KÜLTÜREL
TESİSLER |
2
|
6.414 |
0,61
|
0,51% |
CAMİLER |
1
|
355 |
0,03
|
0,03% |
YEŞİL VE AÇIK
ALANLAR |
|
279.002 |
26,82
|
22,39% |
SPOR TESİSLERİ |
3
|
52.804 |
5,07
|
4,24% |
MEZARLIK
(AĞAÇLANDIRILACAK ALAN) |
1
|
12.000 |
1,15
|
0,96% |
YOLLAR VE ULAŞIM
TESİSLERİ |
408.628 |
39,29
|
32,79% |
|
|
|
|
|
|
TOPLAM |
4
|
1.246.245 |
119,83
|
100,00% |
|
|
|
|
|
SİTE YOĞUNLUĞU
(k/ha.) |
|
83,4507 |
|
|
NET KONUT
YOĞUNLUĞU (k/ha.) |
248,2533 |
|
|
Konut ve Yapı
Tiplemeleri :
Konut alanlarında,
afetzedelerin olası istemleri, sosyo - ekonomik niteliklerine ilişkin
araştırma, gözlem ve geçmişin deneyimlerinden çıkarak az katlı yapıların
tasarlanması ve yapımı
kararlaştırılmıştır.
Bu bağlamda :
3 Katlıların % 55,
2 Katlıların % 40,
1 Katlıların %5
olarak (genelde % 5 eksik-fazla esnekliği içinde) gerçekleştirilmesi
öngörülmüştür. Bu öngörüyü arazinin olanakları / olanaksızlıkları önemli ölçüde
yönlendirici olmuştur.
Planlama süreci
sonucunda aşağıdaki konut sayılarına ulaşılmıştır[7] :
Üç katlılar için
ikili ve dörtlü blok....... % 55,
İki katlılar için
ikili ve dörtlü blok........ % 40,
Tek katlılar için
ikili ve dörtlü blok ......% 9,
Yapı Adaları Tasarım
İlkeleri:
Yüksek (3 katlı)
kitlelerle, alçak yapıları yola yakınlık, bloklar arası ilişkiler, ada içi alan
vb. olgulara dayalı olarak konumlanması düşünülmüştür.
Yeni yerleşim alanlarında
ada büyüklükleri ortalama 75 x 150 m. olarak düşünülmüştür. Ancak yer ve konuma
bağlı olarak ada boyu, yerleşim düzeni ve m2’si değişmektedir. Özellikle
topografyanın eğimli olduğu, setlerin bulunduğu kesimlerde depremsellik, yeşil
dokunun korunması vb. etmenlerle bu ölçülerde değişkenlik kaçınılmaz olmuştur.
Bu bakımdan olabildiğince bu kesimler konut alanı olarak planlanmamıştır.
Merkez ve alt merkezlere
eşit şartlarda ve kamusal açık alanlar /yeşil alanlar üzerinden yaya olarak
ulaşma ilkesi planlamada göz önüne alınmıştır.
Yapılar arasında işlevsel
ve görsel anlamlı farklı mekanlar oluşturulması hedeflenmiştir. Yapı mimari
projelerinin özelliklerine göre yapıların gruplanmasına çalışılmış, diğer
sınırlayıcılar gözetilerek yapılar arasındaki açık alanların gerekli olan
kademelenmesi sağlanmıştır.
Konutların komşuluk
ilişkileri ve ada içi ortak yaşamı oluşturmak amacı ile girişleri
belirlenmiştir. Giriş saptanırken de tip proje uygulaması gereği, konutların
oda ve salonlarının olumsuz yönlenmesi engellenmeye çalışılmıştır.
a. Doğa ve Topografya İle
Uyum :
Tüm konutların doğadan
eşit şekilde yararlanabilmesi için benzer, sağlıklı uygun konumlanma
topografyaya bağlı olarak sağlanmıştır.
Konut yapı adalarının
güneşlenme açısından topografyanın uygun olduğu kesimlerde kuzey-doğu,
güney-batı yönlerinde konumlanması
olabildiğince sağlanmıştır.
Yerleşim alanları içinde
yer alan parklar; konut yapı adaları ile çevrelenmiş, temel eğitim alanları bu
yeşiller içinde planlanmıştır.
Yapı blokları arasında
yönetmelikçe öngörülen uzaklıklar sağlanmıştır. Yapı cephelerini güneşlenme /
manzara / siluet vb nedenlerle yüz yüze getirmeme ilkesi uygulanmıştır.
b. Afet Etkilerini
Azaltıcı Önlemler :
Adapazarı’nın Kuzey
Anadolu Fay hattı üzerinde bulunması ve 17 ağustos Depremi ile maddi ve manevi
büyük kayıplar yaşaması nedeni ile seçilen alanın jeolojisi yanı sıra afet
etkilerini azaltıcı önlemler alınması planlamada başlıca ilkelerden biri
olmuştur.
Afete duyarlılık
açısından ada ve yapı ölçeğinde uyulacak ilke ve koşullara uyulması, bu konuda
Çevre Düzeni Planı hükümlerinde belirtilen ilkelerin uygulanması, örneğin
yapılarda çıkma, ağırlık merkezi, geometrik merkezi, vb. konulardaki hükümler, afet sonrası acil yardım ve destek merkezi
olarak kullanılacak yerlerde yapılacak yapı ve donanımlar, yapıların
en-boy-yükseklikleri arasındaki oranları, kütle formu, vb. gibi dikkate
alınmıştır.
Yapı düzeninin ayrık, iki
ve üç katlı olarak seçilmesi depreme karşı alınmış önemli bir önlem olarak
görülmektedir. Herhangi bir olası depremde çökme tehlikesi geçiren bir yapı
nedeniyle diğer binaların hasar görmemesi için ayrık nizam yapılaşma
planlanmıştır. Uzun kitlelerden kaçınılması da ayrı bir deprem önlemidir.
Binalar arası mesafe, depremden dolayı yıkılmaları halinde birbirlerini
etkilemeyecek şekilde belirlenmiştir. Yeni yerleşim alanlarının planlamasında,
ada içlerinde oyun alanları oluşturulması ve ortak açık mekanların
oluşturulması ile iki bina arası ortalama 15 m. olarak bırakılmıştır.
Yapıların ayrık nizamda
yapılaşması, deprem sonrası oluşabilecek tehlikeli yangınların daha kolay
kontrol altına alınabilmesini sağlayacaktır.
c. Yapım Teknolojisi
Vinç-şaft sisteminin
olabildiğince ada boyunca ve sistemin iki ucu arasında maksimum 2.00 m. kot
farkını aşmayacak kazı / tesfiye
koşuluna dikkat edilmiştir,
Vinç kolunun maksimum
uzaklıkta hizmet verebileceği göz önünde bulundurulmuştur,
Tünel kalıpların takma ve
çıkarmalarda yalnız yapı ön yüzlerinin kullanılacağı esasına dikkat edilmiştir.
50-70 Konutluk bir konut
yarım adasında vincin bir kez kurulması ilkesi ekonomik yapılaşma açısında
tercih edilmiştir.
Adanın diğer yarısı için
aynı koşullarda bunun tekrarlanabileceği düşünülmüştür.
Yapı tipolojisi ve kat adetleri ile bunların
alandaki kullanım oranları belirlenmiştir. Yapı tiplerinin bir bölge ya da ada
içinde farklılaşması, mekansal zenginliği artıran, sosyal grupların
kaynaştırılmasında da olumlu etkileri olmakla birlikte, hızlı bir projelendirme
ve yapım programı içinde bu yaklaşımın kısıtlı oranlarda uygulanması söz konusu
olacaktır. Bu nedenle bazı adalarda, topografyanın zorladığı durumlarda
değişken ada tipleri oluşturulmuş, bunun dışında belirgin bir sistemin tekrarı
öngörülmüştür. Adalarda benzer yapı ve nüfus yoğunluğunun sağlanması
hedeflenmiştir.
Ada bazında yatay kat
mülkiyeti oluşturulması düşünülmektedir. Bu ada içi tasarım, yapıların konumu,
ortak mekanların tasarımı, ada ve parseldeki mülkiyetin tescili, ada içi
altyapı, gelecekteki işletme biçimi vb. açılarından önem kazanmaktadır.
Yapıların ve altyapının yapım
teknolojisinin veya teknolojilerinin örneğin hızlı yapı üretimine olanak veren
tünel kalıp sistemi, vb.nin kullanılacağı varsayılmaktadır. Bu verilerin,
tasarıma etkileri, yapıların ada içinde konumlandırılması, yapılara kot
verilmesi konusunda koşullar, vb.nin bu verilere göre tasarımlanması
gerekmektedir.
Servis Planı Tasarım ve
Dağılım İlkeleri :
Konut ve sosyal donatı
için uygun bir bölgeleme yapılarak, yönlenme, eğimler, boyut, konum, işlevsel
ilişkiler bağlamında değerlendirilmiştir.
Tüm vadi tabanları, dere
yataklarının doğal ve kentsel açık kamusal alan, yeşil alan, spor, oyun alanı,
korunacak ağaçlık vb olarak korunması ve kullanılması, akarsuların
değerlendirilmesi öngörülmüştür.
a. Ticaret Alanları
Ticari merkezlerde,
komşuluk ünitesinin gereksinimi olan kullanımların yer alması, ve bir ada
içinde birden çok işlevin yer almasının sağlanması, dolayısıyla farklı
kullanımlar için daha esnek çözümlere gidilmesi öngörülmüştür.
Eğitim
Eğitime ilişkin tüm
donatı türleri, alan büyüklükleri için ilgili yönetmeliğin koyduğu sınırlamalar
da gözetilerek konumlandırılmışlardır.
Konumlandırmada öncelikle
kullanışa açılması söz konusu olan Temel Eğitim okullarının - özellikle - yaya
ulaşılabilirliğinin sağlanmasına özen gösterilmiştir.
Sağlık
Sağlık tesislerinin zaman
içinde geliştirileceği düşünülmüş ve öncelikle acil yardım ve ayakta tedavi
birimlerinin ünite merkezlerinde konumlandırılması öngörülmüştür.
Planda yataklı tedavi
kurumlarına da yer verilmiştir. Ancak bu
tesislerin anılan özelliği planda belirtilmemiştir. Plandaki alan büyüklükleri
ve konum bu tesislerin belirleyicisi olacaktır.
Tüm tesislerin dağılımı
ve alan büyüklükleri ilgili yönetmeliğe uygundur.
Kültür
Bu kavram kapsamında
kütüphaneden çok amaçlı yapılara, giderek camilere kadar geniş kullanım türleri yer alabilir. Bu nedenle,
özellikle komşuluk ünitesi sayılabilecek konut guruplarının merkezlerinde
kültür kullanımına, standartlar uyarınca yer verilmiştir. Ayrıca uygun yerlerde
cami kullanımı da yer almıştır. Kültür
kavramı içinde yer alabilecek çeşitli kullanım türleri için herhangi bir
gönderme yapılmamış, kullanım türlerinin
zaman içinde ve gereksinimlere göre belirlenmesi amaçlanarak esnek
bırakılmıştır.
e. Açık ve Yeşil Alanlar
Sistemi
Tüm sırt / tepe vb üst
platolar; açık alan, bakı terası, park, meydan, kentsel sosyal donatı vb.
amaçlarla korunacak, kullanacak ve değerlendirecek şekilde planlanmıştır.
Genel olarak orman, meyve
bahçesi, fındıklık, ağaçlık alan vb. bitki örtüsü zengin alanların korunması,
parklarla / yeşil alan sistemi ile bütünleşmesi amaçlanmıştır.
Yeşil alanlar aktif ve
pasif yeşil alanlar olarak iki grupta toplanmıştır.
Aktif Yeşil Alanlar :
Mahalle parkları, spor alanları, çocuk bahçeleri bu sınıflama altındadır.
Pasif Yeşil Alanlar : Koruma altına alınan yoğun ağaçlık
alanlar (orman, fındıklık, meyve bahçesi vb) ile mezarlık alanı bu
kategoridedir.
2.1.3. Öneri Ulaşım Sistemi -
Bağlantılar
a. Çevredeki köy yerleşik alanları ile
bağlantılar,
b. Var olan ulaşım olanakları,
c. Korunacak, geliştirilecek alanlar,
·
Mevcut Yerleşim Alanı İle
Bağlantılar :
·
Yol Kademelenmesi :
Toplayıcı/Dağıtıcı
Yol Sistemi:
Bu tür ana akslarda
topografik nedenlerle 15-12 metreden fazla kesitli yol üretmeme ilkesi
hakim olmuştur. Bu yollarda eğim % 10
civarındadır. Bu yol sisteminde toplu taşın (otobüs) için durak ve otopark
sistemi, doğaya uyumlu olarak vadi
tabanı ve plato/tepeler dışında oluşturulmuştur.
Bu yol sistemi ile merkez/alt merkez ve kamu
tesislerine ulaşım sağlanmıştır.
Güneyden Resulludivani’ye gelen Karapınar / Evren Yolu
planlama alanının batısını sınırlayan 15 metrelik ana ulaşım aksı olarak
planlanmıştır. Bu aks, güneydeki 24 metrelik yoldan ayrılarak kuzeye doğru Köy Mezarlığı yanından kıvrılarak ana giriş
kapılarından biri olan Köy Yerleşik alanına ulaşmaktadır.
15 metrelik ikinci
ana aks; güneydeki 24 metrelik yoldan ayrılarak, daha doğuda planlama
alanın içinden geçip kuzeye doğru Kovalı Geçit Deresi’nin kenarından çıkarak
ana Köy yoluna bağlanmaktadır. Doğuda konut dışı kentsel çalışma alanlarını
bağlayan 15 metrelik bir ana yol sistemi ile
toplayıcı yol sistemi desteklenmiştir.
Konut
Alanları İç Yol Sistemi:
Her konut adasının otoparkı ada çeperinde planlanmış
böylece ada içlerinin tamamen yayaya ayrılması öngörülmüştür. Topografyanın
uygun olmadığı yerlerde trafiğe kapalı çok az sayıda çıkmaz yollar ve
merdivenli yaya yolları planlanmıştır.
Yollar kaldırımsız, beton parke 7-10 m. genişliğinde,
genellikle % 10 eğimde ve özellikle kesinlikle transit trafik
taşımayan bir sistem olarak geliştirilmiştir.
Konut adaları içinde özel / ortak otolu servis trafiğine izin verilmemiştir.
·
Otoparklar ve Konumlandırma İlkeleri :
Sosyal donatı alanları (Okul, sağlık tesisi, kültür
tesisi, dini tesis vb) ve ticaret alanlarında yeterince genel otopark
planlanmıştır. Konu alanlarında ise her adada her konuta bir otopark sağlanacak
şekilde otoparklar tasarlanmıştır. Olası fazla (misafir) otopark gereksinimi
için yeterli genel otopark / misafir otoparkı
olacak alanlar ayrılmıştır.
·
Diğer Ulaşım Sistemleri :
KAYNAKLAR
·
MEER Kalıcı
Konut Alanları Plan Açıklama Raporları, Adapazarı Kalıcı Konut Alanı, UTTA
Planlama ve Belda İşbirliği, 1999.
·
Marmara Earthquake
Recontruction Project (MEER), “Present Situation & Reconstruction Needs For
Izmit, Golcuk, Yalova & Adapazari”, by Atik, S., Akyel, O., Yazgaç, M., Uysal, O., Şerafettinoğolu, F.,
Ankara & İstanbul, October,
1999
·
Atik, S.
1999, MEER Planlama Raporu
·
ADAPAZARI
vd. AFETZEDE KONUT ALANI NAZIM PLAN ŞEMASI (1/5 000) (Kaynak: TÜRKOĞLU, K.,
TUNÇER, M., UZEL, A., 1999, MEER Planlama Raporu)
·
www.
Dampo.com.tr , SÖNMEZ, R.
[1]
Marmara Emergency Earthquake Recovery Project; MEER.
[3] MEER
Kapsamında hazırlanan imar planlarına ilişkin planlama yaklaşımı için aşağıdaki
rapordan yararlanılmıştır. Marmara
Earthquake Recontruction Project (MEER), “Present Situation &
Reconstruction Needs For İzmit, Gölcük, Yalova & Adapazarı”, by Atik, S.,
Akyel, O., Yazgaç, M., Uysal, O., Şerafettinoğolu, F., Ankara &
İstanbul, October, 1999
[4]
ERGÜNER,
O., Cumhuriyetin 60. Yılında İmar ve İskan Bakanlığı Sf. 235-236.
[5]
MEER Kalıcı Konut Alanları Plan Açıklama
Raporları, Adapazarı Kalıcı Konut Alanı, UTTA Planlama ve Belda İşbirliği,
1999.
[6] MEER Kalıcı Konut Alanları Plan Açıklama
Raporları, Adapazarı Kalıcı Konut Alanı, UTTA Planlama ve Belda İşbirliği,
1999.
[7] MEER Kalıcı Konut Alanları Plan Açıklama
Raporları, Adapazarı Kalıcı Konut Alanı, UTTA Planlama ve Belda İşbirliği,
1999.
Yorumlar
Yorum Gönder